Akciğer Tansiyonu Akciğer tansiyonu, pulmoner hipertansiyon olarak da bilinir ve akciğerlerdeki damarların yüksek kan basıncına maruz kalması durumudur. Akciğer tansiyonu, vücuttan geri dönen oksijen açısından fakir kanın akciğerlere ulaşmasını sağlayan damarlardaki basıncın artması sonucunda oluşur. Bu durum, akciğerlerdeki kan damarlarının daralması veya tıkanması sonucu ortaya çıkar. Akciğer Tansiyonunu Ölçmek Akciğerlere giden damarlardaki basınç, sistemik arterlerdeki basıncın dörtte biri kadar olur ve bu basıncı ölçmek oldukça zordur. Akciğerlere giden damarların deri yüzeyine yakın olmaması nedeniyle dışarıdan basınç ölçümü yapılamaz. Ancak, kateter adı verilen ince bir borunun kasık veya boyundaki bir toplardamara sokulması ile kesin ölçüm yapılabilir. Bu kateter, toplardamarlardan geçirilerek kalbin sağ odalarından geçer ve akciğerlere kadar ulaşır. Bu yöntem zahmetli ve riskli olduğu için, kalbin ultrason muayenesi (Eko) de akciğer basıncını tahmin etmek için kullanılabilir. Akciğer Tansiyonunun Oluşumu ve Sonuçları Akciğer tansiyonu olan bireylerde, akciğer damarlarındaki basıncın artması tüm vücudu etkileyerek halsizlik, çabuk yorulma gibi belirtilere neden olur. Sağ karıncık, oksijen açısından fakir olan kanı akciğerlere gönderirken düşük bir basınca karşı çalışmaya alışmıştır. Ancak, akciğerlerdeki basınç arttıkça sağ karıncığın duvarı kalınlaşarak bu basınçla baş etmeye çalışır. Zamanla sağ karıncık genişleyerek sağ üst ve alt odalar arasındaki kapak tam olarak kapanamaz hale gelir. Bu durum, kanın bir kısmının akciğerlere ulaşmak yerine geriye, sağ kulakçığa gitmesine neden olur ve bu da sağ kulakçıkta basıncın artmasına yol açar. Artan basınç kalbe kanı geri getiren damarlara yansır ve kan bazı organlarda birikmeye başlar. Kan akciğerlere doğru gitmek yerine geriye doğru aktığı için akciğerlerdeki kan miktarı azalır. Bu nedenle, akciğerlerde oksijenle dolduktan sonra sol karıncık aracılığıyla vücuda pompalanan kan miktarı azalır. Doku ve organlara ihtiyaç duydukları kadar kan ve oksijen gitmediğinden halsizlik, çabuk yorulma ve yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler, akciğer tansiyonunun ilk belirtileri olabilir. Akciğer Tansiyonunun Nedenleri Akciğerlere gönderilen kan, akciğerlerdeki hava keseciklerinin etrafını saran kılcal damarlara ulaşır. Bu damarlar oksijenle dolduktan sonra akciğer toplardamarları aracılığıyla kalbin sol kulakçığına, oradan da sol karıncığa geçer ve aorta pompalanarak vücuda yayılır. Bu kanın akciğerlerdeki akışında herhangi bir engelle karşılaşması durumunda, akciğer basıncı yükselir ve bir süre sonra akciğer tansiyonu hastalığı ortaya çıkar. Akciğer tansiyonuna neden olan başlıca iki hastalık şunlardır:
Akciğer tansiyonu, erken teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Akciğer tansiyonu tedavisinde ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve bazı durumlarda cerrahi müdahaleler kullanılabilir. Bu tedaviler, hastanın yaşam kalitesini artırabilir ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir. |