Akciğer kanseri, halk arasında bilinen adıyla "Akciğer Ca", son derece tehlikeli ve ciddi bir hastalıktır. Genetik yatkınlık açısından önem taşıyan bu hastalık, hızlı ilerleyişi ve geç tanı konulduğunda ölümcül olabilmesiyle dikkat çeker. Özellikle orta yaş civarında ortaya çıkan akciğer kanseri, civardaki dokulara yayılım yapması bakımından da tehlikeli ve hızlı metastaz (yayılım) yapan bir kanser türüdür. Genellikle erken tanısı tesadüfen konulan bu hastalıkta, risk grubunda olan kişilerin düzenli kontrol yaptırmaları büyük önem taşır.

Akciğer kanseri genellikle düz akciğer grafisi filmlerinde görülen lekeler sonucu, hekimin şüphesi üzerine istenen balgam boyama testleri ve MR (Manyetik Rezonans) tetkikleri ile teşhis edilebilir. Akciğer kanseri belirtileri arasında kuru öksürük, boğazdan kanlı balgam gelmesi, nefes darlığı, şiddetli göğüs ağrısı ve sırt ağrısına vuran boğaz ağrısı yer alır. Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra mutlaka biyopsi yapılması gerekir. Yapılacak biyopsi taraması ile kanserin evresi belirlenebilir. Hekimler genellikle kanseri şu evrelere ayırır:

Genellikle 4. evrede olan akciğer kanseri hastaları için operasyon tercih edilmez ve bu durumdaki hastaların yaşam şansı azdır.

Akciğer kanseri genellikle genetik olarak aktarılan bir hastalık olsa da, sigara ve puro kullananlar, alkol bağımlıları, uzun yıllar kimyasal madde soluyarak çalışanlar, boya ve tiner imalathanelerinde çalışanlar ve şiddetli akciğer hastalıklarını sık geçirenler risk grubundadır. Birinci kuşak yakın akrabalarında akciğer kanseri olan veya bu hastalıktan yakınlarını kaybedenler büyük risk grubundadır ve kısa aralıklarla kontrol olmalarında fayda vardır. Akciğer kanseri risk grubunda olanların asla sigara, puro, nargile gibi tütün ürünleri tüketmemeleri gerekmektedir.

Akciğer kanseri tedavisine karar vermek için öncelikle hastalığın kaçıncı evrede olduğu çok önemlidir. Genellikle hastalığın üçüncü evreye kadar olan döneminde ameliyat ile kanserli dokular temizlenir ve sonrasında kemoterapi ve radyoterapi uygulanarak kanserli dokuların tamamen bedenden temizlenmesi amaçlanır. Genellikle başarılı olan bu yöntemde, hastalığın tedavi sonrasında da takibinin yapılması gerekir. Bazen hastalık, tedaviyi takip eden bir yıl içinde tekrar nüks eder ve tedavi süresine tekrar başlanması gerekebilir. Kötü huylu kanser hücreleri bazen erken teşhis edilse ve tedavi edilse bile kemiğe metastaz yaparak ilerlemesini sürdürebilir. Kanser hastalıkları ile ilgili tedavi araştırmaları tüm dünyada hızla devam edip gelişmeler gösterse bile, en etkili tedavi yöntemleri ameliyat ve kemoterapidir.

Akciğer kanseri, dördüncü evreye geçmiş ve civar dokulara yayılıp kemiğe metastaz yapmış ise genellikle hasta ameliyat edilmez. Beden direnci bu kadar düşük olan hastanın ameliyat masasında kalma şansı düşüktür. Bu sebeple, kemoterapi ve gerek görülürse radyoterapi ile hastalığın gerilemesi amaçlanır. Hastalık gerilemeye başlar ve belli bir aşamaya gelirse ameliyat durumu tekrar değerlendirilir. Tekrarlama riski en yüksek kanser türlerinden biridir ve kemoterapiye karşı zayıf olsa bile, tedavi sonrası sık kontroller yapılmalıdır.